Memur-Sen

 

 

Kudüs'e Özgürlük İnsanlığa Barış

Türkiye’nin en büyük sivil toplum kuruluşları, Ankara Anadolu(Tandoğan) Meydanı’nda, ‘Kudüs’e Özgürlük, İnsanlığa Barış’ sloganıyla tüm dünyaya ‘Özgür Kudüs’ mesajı verdi. Meydanda toplanan on binler, tek yürek olarak, ABD’nin kararını tanınmadıklarını, başkenti Kudüs olan özgür Filistin Devleti’ni tanıdıklarını deklare etti. Mitingde; İHH, Memur-Sen, Hak-İş, AGD, Cihannüma, ÖNDER Genel Başkanları birer konuşma gerçekleştirdi. Hamas Lideri İsmail Haniyye de video konferans yoluyla mitinge bağlandı, on binlere çağrıda bulundu.

Memur-Sen, Hak-İş, İHH, AGD, Cihannüma, ÖNDER gibi sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra yüzün üstünde STK temsilcisi ve üyesi, on binlerce Kudüs sevdalısı vatandaş, Ankara Anadolu Meydanı’nda biraraya geldi. ‘Özgür Kudüs’ iradesinin alanlardan tüm dünyaya duyuran katılımcılar, ABD ve İsrail’i protesto etti, Kudüs’ün yanında olduklarını deklare etti. İslam dünyasına da çağrıda bulunan vatandaşlar attıkları sloganlarla, ‘Kudüs’e Özgürlük, İnsanlığa Barış’ mesajları verdi.

Siyasi partilerden de katılımın olduğu programa, Memur-Sen Onursal Başkanı ve AK Parti Milletvekili Ahmet Gündoğdu, eski Başbakan Yardımcısı ve AK Parti Milletvekili Emrullah İşler, CHP Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Veli Ağbaba katıldı.

Aralıklarla sloganların yükseldiği programda, Filistin’de gözleri bağlı şekilde gözaltına alınan Cüneydi’nin amcası Reşat el-Cuneydi de katılarak, meydandaki Kudüs sevdalılarına seslendi. Hamas Lideri İsmail Haniyye de video konferansla mitinge bağlandı, on binlere çağrıda bulundu.

Program, sivil toplum kuruluşunun genel başkanlarının coşkulu kitleye hitaplarıyla devam etti. Kürsüye ilk olarak Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın gelerek bir konuşma gerçekleştirdi.

"Kudüs’ün Sahibi de Varisi De Bellidir"

Yalçın'ın konuşmasından bir bölüm şu şekildedir: “Kudüs’ü 9 Aralık 1917’de tam bir asır önce Anglo-Yahudiler  Balfour’la bizden çaldılar. 1947’den bugüne de vahşetle, zulümle, yerleşim politikalarıyla parça parça işgale odaklandılar. Onların unutmak istediği tarihi buradan bir daha hatırlatalım: Biz, 1516’dan bugüne Osmanlı olarak Kudüs’lüyüz. 1187’de Eyyubi, 1073’de Selçuklu namıyla Kudüs’lüyüz. 638 ‘den beri Ashab-ı Kiram ile, 2 bin yıldır Hz.İsa ile, 3 bin yıldan fazla süredir de Hz. Musa ve Hz. Davud ile ve de atamız İbrahim ile Kudüs’lüyüz biz. Tam da bu yüzden; “Kudüs insanlığındır, Kudüs İslam’ındır” diyoruz. Kudüs’ün akıbeti ve zilyedi; Trump’ın imzasıyla veya diplomasi masasıyla da belirlenemez. İsrail, bir devletin değil işgalci gasıp terör örgütünün adıdır.  Kudüs’ün sahibi de varisi de bellidir. Kudüs’ün maliki de zilyedi de bellidir. Filistin topraklarında egemenlik hakkı olan devlet de bellidir.  Filistin’in egemeni Filistin Devleti’dir. Terörist İsrail, o toprakların işgalci illetidir.  Kudüs, ümmet ve insanlık için kutsal emanet, değer biçilemez kıymettir.  İsrail denen Siyonist çete için; Kudüs’e el uzatmanın sonu, yok oluşu yaşayacağı kıyamettir.”

Yıldırım: Gerekirse Bir Kez Daha Mavi Marmara’yı Yola Çıkarırız

İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım da yaptığı konuşmada İsrail’e seslendi. Yıldırım “İsrail bu sesleri duyuyor. Bir gün sıra gelecek Kudüs’e akacağız. İsrail korkaktır, ahlaksızdır. Mavi Marmara’da en gelişmiş silahlarınızla geldiniz ve dayak yediniz. Eğer Kudüs’e Mescid-i Aksa’ya saldırmaya devam ederseniz, ateş olur üzerinize yağarız. Amerika ve İsrail zannediyor ki biz meydanlara çıkacağız birbirimizin gazını alacağız, konuşmalarını yapacağız ve sonra mesele soğuyacak biz unutacağız. Yanıldınız. Kabul etmiyoruz. Biz iman ettik ki Kudüs’ün etrafında cihad devam edecek. Biz de gerekirse mücahid olarak oralara kadar geleceğiz. Gerekirse bir kez daha Mavi Marmara’da olduğu gibi yola çıkacağız. Hava yoluyla kara yoluyla gerekirse yürüyerek gideceğiz” şeklinde konuştu.

Yıldırım, eylemlerin ve protestoların çok önemli olduğunu ve İsrail’e bir mesaj verdiklerini ancak bazı yaptırımların da uygulanması gerektiğini ifade etti. Yıldırım, “İsrail’in canını yakacak birkaç öneri sunmamız lazım. Öncelikle İsrail ile yapılan mukavemet anlaşmaları iptal edilmelidir. Hiçbir Türk vatandaşı İsrail’in emellerine alet edilmesine göz yumamayız. Bunun için bir imza kampanyası başlatıyoruz. Türkiye’de elini kolunu geze geze dolaşan Mossad ajanları takip edilmeli ve gereği yapılmalıdır. Ellerinde silahlarla ülkemizde dolaşıyorlar” diye konuştu.

Yıldırım, “Kudüs’te özgürce namaz kılmak isteyenler hazır olsunlar. O günler için hep beraber ayakta dimdik duracağız” diyerek sözlerini noktaladı.

 

Cuma namazının ardından İHH Ankara ve Memur-Sen’in çağrısıyla Ankara'da Hacı Bayram Camii’nde bir araya gelen STK temsilcileri ve vatandaşlar, ABD'nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma planını tel’in etti. Eylemde konuşan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, “Kudüs, direnişin en stratejik, en önemli hattıdır. Kudüs düşerse direniş hattı çöker. Bu böyle bilinmelidir. O nedenle her kim kendisini antiemperyalist olarak, sömürge karşıtı olarak tanımlıyorsa, onları ve tüm Müslüman dünyayı Kudüs direnişi etrafında kenetlenmeye çağırıyoruz” dedi.

ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma planı Ankara'da Hacı Bayram Camii’nde Cuma namazının ardından protesto edildi. Eyleme Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Memur-Sen yönetim kurulu üyeleri, sendika başkanları, Şanlıurfa Milletvekili Sağlık-Sen onursal Başkanı Mahmut Kaçar, İHH Ankara Temsilcisi Mustafa Sinan ve çok sayıda STK Temsilcisi katıldı.

Protesto eyleminde konuşan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, “Kudüs, direnişin en stratejik, en önemli hattıdır. Kudüs düşerse direniş hattı çöker. Bu böyle bilinmelidir. O nedenle her kim kendisini antiemperyalist olarak, sömürge karşıtı olarak tanımlıyorsa, onları ve tüm Müslüman dünyayı Kudüs direnişi etrafında kenetlenmeye çağırıyoruz” dedi.

 

 

Memur-Sen tarafından, “İnsanlık Pusulamız Arakan Rotamız” temasıyla Kızılay, İHH, Cansuyu ve Deniz Feneri ile birlikte yardım kampanyası başlatıldı. Yardım kampanyası Memur-Sen Genel merkezinde düzenlenen basın toplantısıyla kamuoyuna duyuruldu.

Memur-Sen tarafından başlatılan yardım kampanyasının kamuoyuna duyurulduğu programda, yardım çekleri Arakan’a gönderilmek üzere hayır kurumlarına teslim edildi.

Programa, Memur-Sen Genel Başkan Ali Yalçın, Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hacı Bayram Tonbul, Memur-Sen’e bağlı sendikaların genel başkanları, Memur-Sen Kadın Komisyonu, Genç Memur-Sen, Memur-Sen Engelliler Komisyonu Başkanları, İHH Ankara Temsilcisi Mustafa Sinan, Türk Kızılay Genel Başkan Yardımcısı Abdurrahman Güvenlioğlu, Deniz Feneri Derneği Ankara Şube Yönetim Kurulu üyesi Dinçer Yetiş, Cansuyu Derneği Genel Başkanı Mustafa Köylü ile çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisi katıldı.

Açıklamayı Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın yaptı. Yalçın, 1 milyonu aşkın Memur-Sen üyesine ve 80 milyon vatandaşımıza, “Arakan için destek verin” çağrısında bulundu. İHH, Türk Kızılayı, Cansuyu ve Deniz Feneri Derneği temsilcileri de, insani durumun kötüye gittiği Arakan için, destek ve farkındalık çağrısında bulundu.

Arakan’a El Ver, İnsanlığa Umut Ol!

Myanmar ordusu ve Budistlerin 25 Ağustos’tan itibaren Arakanlı Müslümanlara karşı dozunu arttırdıkları ve sistemli hale getirdikleri saldırıların katliam boyutunu aştığına dikkat çeken Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, “Bu saldırılar, soykırıma evrilen etnik ve teolojik temizliğe dönüştü. Hayatta kalmak ve insani değerlere yönelik saldırılardan kurtulmak üzere yollara düşen Arakanlılar, yolculuklarında da Budist çetelerin vahşi saldırılarına maruz kalıyorlar. BM’nin ve uluslararası toplumun kınamakla yetinmesinin bu katliamlardaki etkisi açıktır. Nitekim 1942 yılından beri sistematik bir yok etme kampanyasına maruz kalmaları; çok yönlü ve derin bir ayrımcılığa, asimilasyon ve soykırıma tabi tutulmaları karşısında BM, Arakanlılar için bugüne kadar kınama ve istatistik raporları hazırlama dışında hiçbir şey yapmadı” ifadelerini kullandı.

Sinan: 5 Milyon Arakanlı Nüfusu, 700 Binlere Düştü

İHH Ankara İl Temsilcisi Mustafa Sinan ise İHH olarak o coğrafyalarda 22 senedir bulunduklarını, ama 22 senedir zulmün o topraklarda devam ettiğini belirtti. Sinan, “Bizler elimizden geldiğince bir STK olarak oradaki yardımımızı en üst seviyede devam ettiriyoruz. Geldiğimiz nokta itibariyle 5 milyon Arakanlı nüfusu 700 binlere düştü, birçok Arakanlı hayatını kaybetti ya da zorla göç ettirildi. Buna bir son verilmeli” dedi.